Ferrari 812 Superfast göründüğü gibi

Her vites kaymasında, Toros dağ yollarındaki köşeleri birbirine bağladığımda güçlü bir tork patlaması ortaya çıkarıyor. Bir viraja girerken frene sert bastım.

Fren yapmam gerektiğinden bile emin değildim. Tekerlekler sıkıca asfalta yerleşiyor ve tepe noktasından çıkıp bir sonraki dönüşe geçiyor. Ferrari 812 Superfast’in süper araba olarak kullanabileceği kabiliyetin yüzde 50’sini kullanıyorum ve bu olağanüstü bir haz.

Ferrari 812 Superfast bir seri üretim aracıdır, ancak gerçekte, bir yarış arabasıdır. V12 ile çalışan bir canavar, terlemeyi kesmeden yolları kesen bir hayvandır. Süper araba türünün zirvesi. Hızlı, pahalı ve ona baktığınızda, evinizde bir tane istersiniz – duvarınızdaki bir poster gibi olsa bile. Evet, süper hızlı, ama gerçekten buna öyle mi söylemek zorunda kaldılar? Bu hız, etkileyici 789 beygir gücü ve 529 tork sağlayan dev bir 6.5 litre V12 tarafından güç sağlanıyor.

Bu arabadaki hava girişleri ilk arabamdaki motordan çok daha büyük. Gökyüzünü emen ve baş döndürücü bir miktarda ham güç üreten dünyaya uzanan dev bir balığın solungaçı gibiler. Bir V12 motorunun nefes alması gerekiyor ve mühendislik girişimleri bunu gerçekleştirdi. Muazzam güç aktarma organı, 812 Superfast’i 2,9 saniyede saatte sıfırdan 90 km hıza itiyor. Ayrıca, 3.500 dev / dak’da otomobilin torkunun yüzde 80’ini alıyorsunuz. Bu, motoru çok hızlı bir devinime döndürmek zorunda kalmadan gücün çoğunu elde ettiğiniz anlamına geliyor. Bu yüzden her vites değişiminde tatlı bir sarsıntı alıyorsunuz.

Daha sizi içmeden sarhoş edici ve etkileyici bu arabayı yolda sıkışmaktan kurtaracak aerodinamik sihirbazlık olmasaydı bu durum oldukça korkutucu olurdu. Pasif aerodinamiğe ek olarak, Superfast sürüklenmeyi azaltmak için aracın altında açılan ve kapanan iki elemana sahiptir. Tek sorun, araba saatte 180km çarptığında, ne olacağı. Bu yüzden aslında ne kadar iyi çalıştığı hakkında hiçbir fikrim yok çünkü saatte 180km hiç yaklaşmadım. Yani, isterdim ama yasalar ve güvenlik bu özelliği test etmemi engelliyor. Yine de, pistte vaktiniz olmasa bile, Ferrari dört tekerlekli bir roket olarak yeteneklerini gizleyecek hiçbir şey yapmaz. Direksiyonun arkasında, büyülü. Arka ucunu serbest bırakabilmem için tek zaman çok kaygan bir dönüş oldu. Bu noktada, Ferrari’nin Elektrikli Hidrolik Direksiyon (EPS) sistemi devreye girdi ve yavaşça bana yardımcı oldu. Fren ayarı da sert değildi. Ancak dört tekerleğin de sağlam bir şekilde doğru yöne gitmesini sağlamak için bir hoş geldiniz dürtmesi yapmak gibi bir durum. Engebeli yollarda, arabanın süspansiyonu beklenenden daha az sarsıcıydı. İhmal edilen altyapıyı düzelten engebeli bir yol moduna sahip. Lüks bir arabada bulacağınız yerin yakınında değil, ama dişleriniz kafanızdan çınlamayacak.

Eğlenceli ve garip olan, yolcunun kendi küçük dokunmatik ekranını alması. Bununla beraber, arabanın ne kadar hızlı gittiğini görebilir, bir rotadaki ilerlemeyi kontrol edebilir ve müziği kontrol edebilirler. Şahsen, sürücünün ne isterse dinlemesi gerektiğine inanırken, tuhaf bir şekilde havalı bulduğum ilginç bir özellik. Ancak sürücü tarafında, bilgi-eğlence bir kısmı daha az eğlenceli.

İPhone 6S’sini yükseltmek için çok ucuza mal eden bir insan olarak, Superfast’ın 337.000 $ ‘lık başlangıç fiyatında dehşete düşmem gerekiyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Ferrari bana fiyatı çok fazla 474.500 $ ‘a yükselten bir sürü karbon fiber de dahil olmak üzere tüm davullar ve şaşalı debdebeli ıslıklarla güzel bir test aracı gönderdi. Yani evet, temelde etrafında sürebileceğiniz süper pahalı bir yarış otomobili ve bu konuda acayip iyiyim.

Tüm bu parayla bile, Superfast’in içi oldukça minimalisttir. Güçle çevrili şık bir takım elbise. Bu tasarım ethos aynı zamanda iletim kontrollerine kadar uzanır. Vites kutusu için sadece iki düğme var: geri ve otomatik. Sekiz vitesli şanzıman neredeyse tamamen direksiyon simidinin arkasındaki pedler tarafından kontrol ediliyor.

Ayrıca aracı fırlatma moduna sokan bir PS (Partenza Sportiva) düğmesi de var ve kaputun altındaki gücün bütünlüğünü hissedebiliyorsunuz. Bu araçlardan birini satın alırsanız, bu özelliği yalnızca trafiğe kapalı bir yolda kullanın. Zaten tamamen gelişmiş bir kalkışa başlamadan hızlı bir şekilde yer değiştirme tutkusundan kurtulamazsınız.