Para ve Gücün Erkeklerin Öz Saygısına Etkisi: Modern Zorlukların Sessiz Yüzü
Blog & Makaleler

Para ve Gücün Erkeklerin Öz Saygısına Etkisi: Modern Zorlukların Sessiz Yüzü
Para ve güç kavramları, özellikle erkek kimliğiyle uzun yıllardır iç içe geçmiş durumda. Toplumların çoğunda, erkeğin “ailesini geçindiren kişi” olması hem beklenen hem de takdir edilen bir normdu. Ancak değişen ekonomik ve toplumsal dinamikler, bu geleneksel beklentilere meydan okuyor. Kadınların iş gücündeki artan rolü ve bazı hanelerde başlıca kazanan konumuna geçmeleri, erkeklerin öz saygısını, ruhsal sağlığını ve ilişkilerini derinden etkileyebiliyor.
Toplumsal Beklentiler ve İçsel Yargılar
Birçok erkek için, eşlerinin daha fazla kazanması yalnızca maddi bir durum değil; aynı zamanda toplumsal kimliklerine yönelik bir sorgulama haline geliyor. Araştırmalara göre, bazı erkekler eşlerinin daha fazla kazanmasının “erkeklikleriyle” çeliştiğini hissediyor. Bu durum, sosyal çevrelerinde küçümsenme ya da alay edilme korkusuyla birleştiğinde, öz saygıyı ciddi şekilde sarsabiliyor.
Ekonomik Roller, Psikolojik Etkiler
İsveç’te yapılan bir çalışmada, kadın partnerlerinin erkek eşlerinden daha fazla kazandığı durumlarda, erkeklerde zihinsel sağlık teşhislerinde belirgin bir artış yaşandığı ortaya konulmuş. Bu yalnızca ekonomik bir sıkıntı değil, aynı zamanda içsel bir güç kaybı olarak da yaşanıyor. Para, sadece bir geçim aracı değil; aynı zamanda kimliğin, değerin ve sosyal gücün bir göstergesi olarak algılanıyor.
Kadınlar Daha Fazla Kazansa da İşbölümü Değişmiyor
Kadınlar erkeklerden daha fazla kazandığında bile, ev işlerinin ve çocuk bakımının çoğu hâlâ kadınlar tarafından yapılıyor. Bu durum, hem kadınların hem de erkeklerin üzerindeki baskıları pekiştiriyor. Erkekler “geçimini sağlayamamanın” sıkıntısını yaşarken, kadınlar ise “çifte mesai” yüküyle baş başa kalıyor.
Yeni Erkeklik Anlayışı Mümkün mü?
Bazı erkekler, geleneksel rollerin dışına çıkmanın olumlu yönlerini keşfediyor. Örneğin Harry Bunton, işini kaybettikten sonra baba ve eş olarak değerini sorgulasa da, zamanla bu süreci kendi gelişimi için bir fırsata dönüştürebilmiş. Bu tür örnekler, toplumsal normların değişebileceğini ve erkeklerin de kendilerini sadece maddi kazançla tanımlamak zorunda olmadığını gösteriyor.
Çözüm Nerede?
-
Toplumsal Beklentilerin Yeniden Tanımlanması: Erkekliğin, yalnızca ekonomik başarıyla tanımlanmadığı yeni bir toplumsal bilinç inşa edilmeli.
-
Ebeveyn İzni Politikalarının Güçlendirilmesi: Erkeklerin çocuk bakımına daha fazla katılımı, yalnızca bireysel değil toplumsal fayda da sağlıyor.
-
Psikolojik Destek ve Eğitim: Erkeklerin geçim sağlayıcı kimliğine dair baskılarıyla başa çıkabilmeleri için destekleyici programlar ve bilinçlendirme kampanyaları artırılmalı.
-
Medya Temsillerinin Dönüşümü: Evde kalan babaları veya daha az kazanan erkekleri küçümseyen söylemler yerine, farklı erkeklik modellerine yer veren içeriklerin sayısı artırılmalı.
Erkeklik, Geçim Sağlama Rolü ve Değişen Toplumsal Normlar
Geleneksel toplumsal beklentiler, erkeklerin geçim sağlayan bireyler olarak tanımlanmasına neden oldu. Bu normlar, bir erkeğin başarısını ve değerini büyük ölçüde kazancı ve maddi katkısı üzerinden ölçen anlayışların gelişmesine yol açtı. Ancak günümüzde giderek daha fazla kadının ekonomik olarak aile içinde öne çıkması, bu geleneksel kalıplarla çelişen yeni bir gerçeklik yarattı.
Araştırmalar, kadın partnerlerinden daha az kazanan erkeklerin ruh sağlığında düşüşler yaşadığını, özgüvenlerinde azalma olduğunu ve bu durumun evlilik memnuniyetlerini dahi etkileyebildiğini gösteriyor. Bu da bize, para ve güç gibi unsurların, sadece ekonomik değil psikolojik ve sosyokültürel boyutlara da sahip olduğunu kanıtlıyor. Özellikle iş kaybı ya da evde kalma gibi tercih dışı durumlarda erkeklerin yaşadığı içsel çatışmalar, mevcut toplumsal kalıpların hâlâ güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Ancak tablo sadece karanlık değil. Erkeklerin ev içi rolleri daha fazla üstlenmeleri, çocuklarla daha kaliteli vakit geçirmeleri ve aile içi iş bölümünün dengelenmesi, hem bireysel refahı hem de toplumsal cinsiyet eşitliğini destekliyor. Erkekler için sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, babalık izni gibi uygulamaların yaygınlaştırılması ve toplumsal beklentilerin daha kapsayıcı hâle gelmesi, bu dönüşümde kilit rol oynuyor.
Sonuç olarak, erkeklik tanımı ve geçim sağlama rolü dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşüm sancılı olsa da, daha adil, daha anlayışlı ve daha dengeli bir toplum yapısına ulaşmak için gerekli. Erkeklerin duygularını açıkça ifade edebildiği, eşlerinin kariyer başarısından tehdit değil gurur duyabildiği ve toplumsal normların bireyleri sıkıştırmadığı bir gelecek, tüm aile bireylerinin refahını artıracaktır.
Ali Değişmiş
- KATEGORİLER:
- | Blog & Makaleler |