Karantina Sıkıcılığından Ferda ile Kurtulun
Blog & Makaleler
Hepimizin karantinalardan dolayı evde geçirdiÄŸimiz bu günlerde yapılacak en iyi ÅŸeylerden biri belki de kitap okumak. Sizler akıcı bir romanla tanıştıralım: Ferda…
Ferda 2019 yılında, dizilerde ve tiyatro oyunlarında görmeye alıştığımız bir isim olan Ebru Cündübeyoğlu tarafından kazandırıldı kütüphanelere. Bence okunduğu zaman önyargıları da yıkan bir kitap. Çünkü bazı okuyucular sadece kitap yazan birinin eserlerini okumayı tercih edebiliyor.
Gelelim kitabın içeriÄŸine…
Kitap, okumaya baÅŸladığınız ilk andan itibaren sizi içine alıyor. “Ben akıcı romanları seviyorum” diyen biriyseniz sizin için biçilmiÅŸ kaftan. İçinde anlamakta zorlanacağınız olay örgüleri yok. “Bu kimdi acaba?” diye kafa karıştıran karakter yığınları da yok. Ä°smi gibi kısa ve öz.
Cündübeyoğlu kitabında, ileri yaşlarında bir akademisyenin yaşamını anlatıyor. Tek başına, kendi halinde bir sahil kasabası hayatı yaşayan Ferda, zaman geçtikçe yazmak konusunda zorlandığını fark eder. Bunun nedenini araştırınca da Alzheimer olduğu haberiyle sarsılır. Bu haberi öğrenir öğrenmez de yaşamının en değerli varlığı olan kızına yük olmadan bu hayattan göçüp gitmenin yolunu arar. Ararken de yolu göçmen kuşları inceleyen Orhan ile kesişir. Ferda artık Orhan ile hastalığının pençesine düşmeden yok olmanın planlarını yapmaktadır.
Daha önce Alzheimer hastalığı ve hastaları ile ilgili onlarca kitap yazıldı belki de. Ama bu kitabı farklı kılan bir şey var. O da bu kez kitabın hasta yakınları değil direkt hastalığı yaşayan birinin ağzından yazılması.
Kitapseverlerin hevesini kursağında bırakmamak adına daha fazla ipucu paylaşmak istemiyorum. Ama akıcı ve keyifli bir hikayeye ortak olmak isteyenlere tavsiyemdir.