Gençlerden “Otonom Su Altı Aracı”yla Savunma Sanayisine Destek
Genel Bilgi ve Haberler
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Robotik Kulübü Otonom Su Altı Aracı (Autonomous Underwater Vehicle – AUV) Takımı, ülkenin gelişen yerli ve milli teknolojisine katkı sağlamak ve savunma sanayine destek olmak amacıyla tasarladıkları otonom su altı aracıyla Türkiye’yi uluslararası arenada temsil edecek.
Makine Mühendisliği, Gemi İnşaat Mühendisliği, Kontrol Otomasyon Mühendisliği, Elektronik Haberleşme ve Elektrik Mühendisliği bölümlerinde eğitim gören 19-21 yaş aralığındaki 25 mühendis adayından oluşan AUV takımı, su altında herhangi bir kontrol veya komuta sistemine bağlı kalmadan, yüksek çözünürlüklü algılayıcılar ve kameralar yardımıyla hareket sistemini kullanarak, belirlenmiş görevleri daha önce tanımadığı bir ortamda otonom şekilde gerçekleştirebilen su altı aracı üretti. Hazırlıklarına temmuz ayında başlanan ve 2019’un nisan ayında tamamlanması beklenen, yerli ve milli imkanlarla oluşturulan yapay zeka ürünü insansız su altı aracı, belirli mesafe ve derinlikten torpido fırlatabilme, robot kollarıyla nesneleri taşıyabilme ve renkleri ayırt edebilme gibi çeşitli özellikleri barındırıyor. Mekanik tasarımı devam eden aracın ana hatlarını şasi, iticiler, ışık, robot kol, elektronik ve kamera muhafazaları gibi unsurlar oluşturuyor.
Aracın askeri kullanıma uygun hale getirilmesi hedefleniyor
Denizaltıların konum ve durum tespiti, harekat bölgesini haritalama, terör bölgelerindeki askeri personeli riske atmadan drone ya da İHA kullanımıyla istihbarat toplama, aktif-pasif sonar sistemleriyle su altındaki mayını tespit, teşhis ve tanıma görevlerini de yapabilecek şekilde tasarımı geliştirilecek aracın, askeri kullanıma uygun hale getirilmesi hedefleniyor. Su altı hidrografik ve oşinografik araştırmaları, petrol endüstrisi, su altı maden araştırmaları gibi alanlarda da hizmet edebilecek kapasiteye sahip aracın, yapay zeka, navigasyon, otonom yol belirleme, görüntü işleme gibi yazılımsal gelişmişliği de bulunuyor. Türkiye’yi gelişen su altı teknolojisinde uluslararası alanda temsil etmek, bu konuda ülkenin yeterliliğine dikkati çekmek ve yerli üretim sürecine teşviki sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdüren takımın uzun vadeli planları arasında ise her yanı sularla çevrili Türkiye’yi, su altı araçları ihracatında önemli bir yere ulaştırmak yer alıyor. ABD’de düzenlenen “MATE ROV” yarışmasında iki yıl üst üste finale kalmayı başaran takım, tasarladıkları otonom su altı aracıyla San Diego’da Temmuz ayında düzenlenecek “RoboSUB2019” yarışmasında Türkiye’yi temsil etmeye hazırlanıyor.
“Neden Türk öğrenciler bunu başaramasın?”
AUV Takımı kaptanı Maden Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi İrem Öykü Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt dışındaki yarışmalarda Türkiye’yi ve İTÜ’yü temsil ettiklerini dile getirdi. İki yıl boyunca uzaktan kumanda edilebilen su altı aracı üzerinde çalıştıklarını belirten Demir, Türkiye’deki yarışmada birincilik, Amerika’daki yarışmada da 11.’lik elde ettiklerini anlattı. Demir, şimdi ise otonom su altı aracı tasarladıklarını aktararak, “Artık teknoloji çok gelişiyor ve yapay zekanın da dünyada kullanımı çok yaygınlaştı. Ancak Türkiye’de bunun örneklerini üniversite seviyesinde çok fazla göremiyoruz. Biz de İTÜ öğrencileri olarak, bu anlamda Türkiye’ye bir yenilik katmak istiyoruz. Savunma Sanayii Başkanlığı da bununla ilgili bir proje başlattı. Açıkçası ondan da biraz esinlenerek, ‘Böyle bir projede neden Türk öğrencilerinin ismi olmasın, neden Türk öğrenciler bunu başaramasın?’ mottosuyla yola çıktık.” diye konuştu. Otonom su altı araçlarının elektronik devreleriyle ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Demir, şöyle konuştu: “Aracın yazılım kısmının yüzde 55’i tamamlandı ama otonom bir şekilde hareket edebilmesi ve komutlara uyabilmesi için yazılımı üzerinde biraz daha çalışılması lazım. Birkaç sensör eksiğimiz var. Aracımız şu an suya atıldığında hareket edebiliyor, motorlarını kullanabiliyoruz. Görevleri az çok yerine getirebiliyoruz ama otonom için önce birkaç sensörü edinmemiz lazım.” Demir, ürettikleri otonom su altı aracıyla Türkiye’de ses getirmek istediklerinin altını çizerek, aracı tamamlamak için gerekli teknik ekipmana ihtiyaç duyduklarını bunun için de sponsor bulmaya çalıştıklarını söyledi. Amerika’daki yarışmada iyi bir derece elde etmeyi hedeflediklerini dile getiren Demir, Türkiye’de bu alanda verilen eğitimin kaliteli olduğunu kanıtlamak istediklerini sözlerine ekledi.
“Üretimin büyük kısmını kendi atölyemizde yapıyoruz”
AUV Takımı’nda yazılım alanında çalışan Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Enes Demirağ, su altı aracını pilota ihtiyaç duymadan tamamen otonom bir şekilde su altında belli görevleri başarıyla tamamlayabilmesi için tasarladıklarını anlattı. Aracın, yapay zeka algoritmalarını kullanarak üzerinde bulunan kamera sayesinde görüntüleri işleyip kendi rotasını çizdiğine dikkati çeken Demirağ, şunları kaydetti: “Su altı haritalamasının yanı sıra üzerindeki sensörlerin verilerini işleyerek suyun tuz, sıcaklık ve basınç oranını ve sudaki canlılığı görmek gibi farklı alanlardaki çalışmalarda kullanılabilir. Savunma sanayii alanında ise mayın tespiti, bilimsel alanlarda canlılık tespiti ve su altı araştırmalarında da kullanılabilir. Ayrıca, elektronik ve yazılım da dahil üretimin büyük kısmını kendi atölyemizde yapıyoruz.”
“Çıkış noktamız yerli ve milli üretime destek vermek”
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bilge Tutak ise temel çıkış noktalarının yerli ve milli üretime destek vermek olduğunu vurguladı. Araçta kullanılan parçaların yüzde yüzünün milli imkanlarla üretilemediğini aktaran Tutak, “Bunları yurt dışından temin ediyoruz ama tasarımdaki yazılımının Türk mühendisliğine ait olması, bunun yanında elektronik devrelerin, ana kartların öğrencilerimiz tarafından dizayn edilip, üretilip, test edilmesi aracın yerlilik seviyesini yükseltmek açısından büyük önem arz ediyor.” diye konuştu. Tutak, denizin altında araştırma yapabilmek için insan gücünü minimuma indirerek kendi kendine görev eşleştirebilen otonom araçlara ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, “Mayın gibi su altına yerleştirilen ama yüzeyden görünmez olan sistemlerin tespiti, aktif-pasif sonar sistemleriyle çalışan otonom cihazlarla mümkün olabilir.” ifadelerini kullandı.