2030’da Batarya Üretimi 40 Kat Artacak
Genel Bilgi ve Haberler
Şu anda 160 gigavatsaat olan küresel batarya üretim kapasitesi, 2030’da 6 bin 600’e yükselecek.
Küresel emisyon hedeflerine ulaşılması için ulaşımda elektrifikasyonun artırılması gerekirken, elektrikli araçlara yönelik batarya üretiminde mevcut durumda yıllık 160 gigavatsaat olan kapasitenin 2030’da 6 bin 600 gigavatsaate yükseleceği öngörülüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan “2050’de Sıfır Emisyon: Küresel Enerji Sektörü İçin Yol Haritası” başlıklı raporuna göre, 2030 için öngörülen batarya üretim kapasitesine ulaşmak için her yıl yaklaşık 20 adet olmak üzere yıllık 35 gigavatsaat üretim kapasitesine sahip tesisin inşa edilmesi gerekiyor.
Küresel enerji sektörünün 2050’de sıfır emisyon hedefine ulaşması için köklü bir dönüşüme ihtiyaç duyulurken, bu dönüşümün elektrik, ulaşım ve üretim sektörlerinde yoğunlaşması hedeflere ulaşılması açısından büyük önem taşıyor.
Temiz enerji kaynaklarının payının artmasıyla elektrifikasyonun sera gazı emisyonlarının düşürülmesinde kilit rol oynaması ve elektrikli araçların küresel otomotiv pazarında bugün yüzde 5 olan payının 2030’da yüzde 60’a yükselmesi bekleniyor.
Rapora göre, 2035 yılına kadar neredeyse satılacak tüm taşıtların elektrikli olacağı, 2050 yılına kadar ise ağır vasıtaların neredeyse tamamının hidrojen yakıt hücreli ya da elektrikli olacağı tahmin ediliyor.
Böylelikle, küresel anlamda elektrikli araçlar için batarya üretim kapasitesinin mevcut durumda yıllık 160 gigavatsaat olan seviyesinden 2030’a kadar 6 bin 600 gigavatsaate yükseleceği öngörülüyor.
Mevcut durumda yetersiz kalan gelişmiş batarya teknolojilerinin performansının artırılması amacıyla hidrojen üretiminde elektrolizörlerin geliştirilmesine ve ileri temiz enerji üretim teknolojilerine hükümetlerin daha fazla destek vermesi gerekiyor.
Rapora göre, batarya teknolojisinin ilerlemesi bu alanda kullanılan kritik mineral talebinin artışı anlamına gelirken, lityuma olan talep 2030’da bugüne kıyasla 30 kat artacak.
Kritik mineral kaynaklarının aynı ülke veya bölgede bulunmadığına işaret edilen rapora göre, madencilikte uzman şirketlerin bu konudaki tecrübe ve yeteneklerini artırması bu minerallere olan talebin daha uygun fiyatlarla karşılanmasına olanak sağlayacak.