Yüksek IQ’ya Sahipseniz O Hastalıklara Dikkat!
Sağlık ve Giyilebilir Haberleri
Yeni yapılan bir araştırmaya göre yüksek IQ’ya sahip insanlarda psikolojik ve fizyolojik bozukluklar daha fazla görülüyor.
Hayatta, fazla akıllı olmanın bazı avantajları var. Standart zeka testlerinde başarılı olan insanlar, eğitim ve çalışma hayatlarında daha başarılı olma eğilimindeler. Sebepleri tam olarak anlaşılmamasına rağmen, aynı zamanda daha uzun, daha sağlıklı yaşarlarken, iflas gibi olumsuz olaylar yaşamaları daha az görülüyor. Ancak araştırmacılardan olağan IQ ortalamasının üstündeki insanlar için kötü bir haber geldi.
Intelligence dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, Pitzer Koleji’nde araştırmacı olan Ruth Karpinski ve meslektaşları, dünya çapında faaliyet gösteren yüksek IQ topluluğu Mensa’ya psikolojik ve fizyolojik bozukluklarla ilgili sorular içeren bir anket gönderdi. Ancak Mensa’nın son derece zeki üyeleri araştırıldığında, bazı ciddi rahatsızlıklar yaşadıkları ortaya çıktı.
Ankette duygudurum bozuklukları (depresyon, distimi ve bipolar), anksiyete bozuklukları (sosyal fobiler ve obsesif-kompulsif), dikkat eksikliğine bağlı hiperaktivite bozukluğu ve otizm ele alındı. Katılımcılardan, her bir hastalığa resmi olarak teşhis konulup konulmadığını veya şüphelendiklerini bildirmeleri istendi. Ardından Karpinski ve meslektaşları, 3 bin 715 katılımcının cevaplarındaki her bir bozukluğu ABD’nin ulusal ortalamasıyla karşılaştırdı.
Mensa, katılımcıları ile genel topluluk arasındaki en büyük fark, duygudurum bozuklukları ve anksiyete bozukluklarında görüldü. Yüksek IQ’ya sahip insanların yüzde 26,7’si kendilerine daha önce duygudurum bozukluğu tanısı konduğunu, yüzde 20’si ise anksiyete bozukluğu yaşadığını bildirdi. Bu oranlar, her bir rahatsızlık için yaklaşık yüzde 10 olan ulusal ortalamalardan daha yüksek. Diğer yandan katılımcılarda çevresel alerjilerin tekrarlanmasının yüzde 33 ile ülke ortalamasının 3 katı (%11) seviyesinde olduğu görüldü.
Karpinski ve arkadaşları, bulgularını açıklamak için hiper beyin/hiper vücut teorisini öne sürdü. Bu teori, çok zeki olmanın avantajlarının psikolojik ve fizyolojik ‘aşırı uyarılabilirlikler’le ilişkili olduğunu savunuyor. Polonyalı psikiyatr ve psikolog Kazimierz Dabrowski tarafından 1960’larda tanıtılan bir kavram olan aşırı uyarılabilirlikler, çevresel tehditlere veya travmalara karşı alışılmadık derecede yoğun bir tepki olarak tanımlanıyor. Bu, çevresel faktörler şaşırtıcı bir sesten, başka bir insanla yüzleşmeye kadar her şeyi içerebiliyor.
Yine de bu çalışmanın sonuçları dikkatlice yorumlanmalı, zira yüksek IQ’lu insanlardaki bozuklukların genel bir popülasyondan daha yaygın olması, yüksek zekanın hastalığın nedeni olduğunu kesin olarak kanıtlamıyor. Ayrıca, Mensa’ya katılan kişilerin IQ dışında diğerlerinden farklılıklara sahip olmaları da mümkün. Karpinski ve meslektaşlarının bulguları, zeka ve sağlık arasındaki bağlantıya ışık tutabilecek araştırmalar için bir zemin hazırladı.
Olasılıklardan biri, zeka ve sağlık sonuçları arasındaki ilişkilerin, bir genin alakasız özellikleri etkilediğinde ortaya çıkan pleiotropiyi (bir genin birden fazla fenotipik etkiye sahip olması) yansıtması. 2015 yılında yapılan bir çalışmada Rosalind Arden ve meslektaşları, IQ ve uzun ömür arasındaki ilişkinin çoğunlukla genetik faktörlerle açıklandığı sonucuna varmışlardı.
Yapılan araştırma insanların psikolojik ve fiziksel sağlıklarını nasıl geliştirecekleri konusunda fikirler verebilir. Ayrıca aşırı uyarılabilirlik, IQ-sağlık ilişkisinin altında yatan belirleyici olarak ortaya çıkarsa, bozuklukları önlemeye yönelik yeni önlemler ve müdahaleler geliştirilebilir.