YERLİ iOS ve Android İSTATİSLİKLERİ
Uygulama Haberleri
Akıllı telefon yaygınlığının yüzde 65 olarak anıldığı bir pazardayız ama halen ülke olarak mobil uygulamadikeyine gereken önemi verdiğimiz söylemez. Dolayısıyla bu dikeye dönük istatistikleri mümkün oldukça gündeme getirmeye çalışıyoruz. Countly & Mixrank tarafından bir aylık araştırmayla elde edilen aşağıdaki veriler de mobil uygulama geliştirme tarzımıza dair önemli bilgiler sunuyor.
Türkiye’den çıkan mobil uygulamalarda iOS önde
Countly‘nin iş ortağı Mixrank ile yaptığı araştırma, Türkiye’den uygulama mağazalarına gönderilmiş (geliştirici hesabı Türkiye’de kayıtlı olan) 4 binden fazla (tam olarak 4127) uygulamayı inceleme altına alıyor. Hemen belirtelim, bu sayı ülke bilgisi alınabilen uygulamaları içeriyor. Yani geliştirici bilgisini “Türkiye” olarak işaretleyen toplamda 4 binden fazla uygulama bulunuyor ve bu uygulamalar içinde iOS uygulamalarının Android uygulamalarını geride bıraktığı görülüyor.
Küresel pazara bakıldığında ise iOS uygulamları yüzde 45, Android uygulamalarıysa yüzde 55 pay alıyor. Yani Türkiye’de durum küresel tablonun neredeyse tam tersini yansıtıyor. Tabii tüm uygulamaların uygulama mağazalarına Türkiye etiketiyle girmediğini de bir kez daha hatırlatalım.
iOS uygulamalarında 2 kat daha fazla SDK kullanılıyor
Söz konusu 4 bin 127 uygulamanın SDK kullanımında da iOS öne çıkıyor. Türkiye’deki iOS uygulamaları toplamda 19 bin 664 kez SDK entegrasyonu gerçekleştirirken, Android uygulamaları toplamda 14 bin 368 kez SDK entegrasyonu gerçekleştirmiş. Bu da iOS tarafında uygulama başına ortalama 11.8 SDK entegrasyonu yapılırken, Android tarafında uygulama başına ortalama 5.8 SDK entegrasyonu yapıldığı anlamına geliyor.
Özetle mobil uygulamalar geliştirirken iOS geliştiricileri daha fazla 3. parti uygulama entegrasyonu yapıyor ve kullanıcıları takip ediyor. Countly ve Mixrank, Türkiye damgalı uygulamalarda hiç SDK entegrasyonu yapmayan uygulama sayısının iOS tarafında yüzde 51, Android tarafında ise yüzde 17 olduğunu paylaşıyor ve bazı kategorilere özel bilgiler paylaşıyor.
Android uygulamalarının yüzde 17’si çökme SDK’sı kullanıyor
Örneğin Android’de neredeyse her 3 uygulamadan biri (%30,6) mobil analitik çözümü kullanırken her 6 uygulamandan biri (%17) çökme (crash) SDK’sı kullanıyor. Anlık bildirim SDK’sı kullanan uygulamaların sayısı da yüzde 32’de kalıyor.
Yani Android’de 100 uygulamadan 70’i herhangi bir mobil analitik çözümü kullanmıyor ve 83’ü herhangi bir çökme SDK’sı kullanmıyor. Bu da uygulamalarından gerçek bir verim almak isteyen uygulama geliştirici oranının oldukça düşük olduğu anlamına geliyor.
iOS uygulamalarının yüzde 77’sinde mobil analitik SDK’sı yok
iOS tarafında ise tablo biraz daha farklı. Neredeyse her 4 uygulamadan biri (%23) mobil analitik çözümü kullanırken her 5 uygulamadan biri (%17) çökme (crash) SDK’sı kullanıyor. Anlık bildirimler için 3. parti ürünler kullananların oranıysa yüzde 5’te kalıyor.
Diğer yandan aldığımız bilgiler 2009 yılının iOS uygulamaları açısından ‘altın yıl’ olduğunu, AppStore’a Türkiye’den gönderilen uygulamaların yüzde 20’sinin sadece 2013 yılında yayınlandığını gösteriyor.
Android uygulamalarından duyulan memnuniyet daha yüksek
Kullanıcıların memnuniyetlerini ölçmek ve geribildirimler için kullanılan puanlama (rating) oranlarına baktığımızda ise Android tarafında uygulama başına ortalama 2.3 kez oy kullanıldığını görüyoruz. iOS tarafında ise bu rakam ortalama 108 olarak göze çarpıyor. Ayrıca Android uygulamaları ortalama 4,25 puan sahipken, iOS uygulamaları ortalama 3 puana sahip gözüküyor ama bu oylamaların ne kadar sağlıklı olduğu elbette tartışılır. Zira Apple’ın uygulama yayınlarken yaptığı detaylı incelemelere karşılık Google, Play Store’da çok daha kolayca uygulama yayınlanmasına izin veriyor.
Neticede Türkiye’de mobil uygulama üretiminde halen yolun başındayız ama beklenen büyümenin sadece niceliksel anlamda olmaması gerektiğini de söylememiz gerekiyor. Mobil uygulamaların analitik, çökme, anlık bildirim gibi 3. parti servislerle entegrasyonu kullanıcı tutma ve gelir elde etme anlamında oldukça önemli iyileşmeler sağlayabilir ki bunun da ekonomik bir karşılığı olacağına hiç şüphe yok.
Görsel Kaynak: Depositphotos, Depositphotos 2