Yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin kaynağı
Blog & Makaleler
Yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin kaynağını tartışabilmek için öncelikli olarak teknoloji ve toplum arasındaki ilişkinin anlaşılması daha sonra ise bulguların ışığında temel etmenlerin değerlendirilmesi gereklidir. Bu bağlamda, bilim insanları teknolojik gelişmelerin, yeni keşiflerin yapıldığı toplumsal çevre ile alakalı olduğunu öne sürmektedirler [1]. Elbette “teknoloji ve toplum arasındaki ilişki”nin incelenmesi ve anlaşılması çok kapsamlı bir okuma ve çalışmayı gerektirmektedir. Bu nedenle, burada konuya esas oluşturabilecek, literatürde yer alan iki temel yaklaşım ve bu iki temel yaklaşımın da yine sadece başlıca argümanlarına değinilmektedir. Konuya ilişkin daha detaylı bilgiler bu yazıda belirtilen kaynaklardan başlanarak diğer ilgili kaynaklardan edinilebilir.
Teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi incelerken karşımıza iki temel ve birbirine karşı çıkan yaklaşım ortaya çıkmaktadır. Bunlar “teknolojik determinizm” ve “sosyal biçimleme” (social shaping) olarak bilinmektedir.
Teknolojik determinizmin temel argümanı, televizyon, internet gibi yeni teknolojilerin kaynağının teknik çalışma ve deneyler olduğudur. Bu yaklaşımda, yeni teknolojilerin tasarımını ve ortaya çıkışını biçimlendiren iş ve işlemlerin, sosyal ve ekonomik yaklaşımlardan bağımsız veya yarı otonom olarak görülen bilimsel aktivitenin belirli alanlarına dayandığı kabul edilmektedir. Daha somut olarak kategorize etmek istenirse, teknolojik determinizm üç temel fikir üzerine inşa edilmiştir. Bunlar, teknolojik gelişmelerin otonom olduğu, toplumsal gelişmenin veya tarihin teknoloji tarafından belirlendiği ve teknolojik yaygınlaşma, uygulamalar ve kullanım şekillerinin doğrusal ve tahmin edilebilir olması görüşlerine dayanmaktadır [2].
Sosyal biçimleme yaklaşımı ele alındığında; bu yaklaşım, teknolojik determinizmin ileri sürdüğü fikirleri reddetmekte ve teknolojik gelişmenin tüm iş ve işlemlerinin çok büyük ölçüde sosyal faktörler tarafından biçimlendirildiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşım, yeni teknolojilerin ortaya çıkması veya kabullenilmesine ilişkin teknolojinin içinde bulunduğu aşamanın durumu ne olursa olsun teknolojik değişimlerin temel kaynağının sosyo-ekonomik, politik veya kültürel güçler olduğu olgusunu vurgulamaktadır. Sosyal biçimleme yaklaşımları yeni teknolojilerin dışsal olarak türetilmediğini ve bunların belirli sosyo-ekonomik, kurumsal ve kültürel bağlamda anlaşılması gerektiğini savunur. Bunun yanı sıra, bu yaklaşımda yeni teknolojilerin kaynağı, tasarımı ve kabullenilmesi konularının, büyük ölçüde sosyal ilişkiler ve işlemler ile ilgili olduğunu ve bunların birbirinden ayrık olmadığını ve birbirleri üzerinde etkileri olduğu ileri sürülmektedir. Buna ilave olarak, yeni teknolojilerin çevre ve koşullara, görece açık ve uyum sağlayabilir olduğu da savunulmaktadır [2].
Sonuç olarak, teknolojik deterministler, yeni teknolojileri yalnızca bilimsel çalışmaların oluşturduğunu ileri sürmektedir. Buna karşın sosyal deterministler, teknolojik gelişmenin çok büyük ölçüde sosyal bileşenler tarafından biçimlendiğini savunmaktadırlar. Bu argümanlar beraber değerlendirildiğinde, yeni iletişim teknolojilerinin ortaya çıkması ve tüketilmesinde teknolojik etmenlerin belli bir dereceye kadar etkisi olmakla birlikte, diğer taraftan, geniş anlamda politik, ekonomik ve kültürel etmenleri içeren sosyal faktörlerin önemli etkisi olduğu belirtilebilir.
Bilişim Başuzmanı Yusuf Korhan Selek
Kaynaklar:
[1] Green, L. (2002). Communication, Technology and Society. London:Sage.
[2] Preston, P. (2001). Reshaping Communications: Technology, Information and Social Change. London:Sage.