Connect with us

Türkiye’nin Uzay Yolculuğu

Uzay Haberleri

blank

Yayınlama

-

Eskiden çoook eskiden… Saat, takvim gibi icatların olmadığı bir dönemde yaşayanlar zamanı nasıl öğreniyordu hiç düşündünüz mü?

Gök hareketlerini takip ederek…

Önü alınamaz bir merak duygusu hep tetikledi durdu insanları. Gökyüzü insanoğlu için hep yol gösterici ve merak edilesi oldu. Bilinmezliğin verdiği bir meraktı bu belki de. Kaynağı ne olursa olsun bu merak duygusu bir zamanlar göklere bakıp işlerini, güçlerini tayin edenleri gökyüzüne taşıdı. Bu telaşlı ve heyecanlı duygu öylesine yoğundu ki artık bu merakı gidermek için bir şeyler yapmak gerekiyordu.

Mesela göğe çıkmak gibi…

Bunun için ilk adımı atan Wright kardeşler oldu. Çocukluklarında gördükleri bir oyuncaktan etkilenerek yola çıkan iki kardeş, uzun uğraşlar sonunda sadece 12 beygirlik bir motorun uçurduğu ilk uçağı uçurmayı başardılar. İnsanoğlu ayaklarının yerden kesilebileceğini ilk kez Wright kardeşlerin icadı ile deneyimledi. Gökyüzü tutkunu bu iki kardeşin yukarıya çoook daha yukarıya uzanan yolculuğu 66 yıl sonra 111 metrelik dev bir roketin uzaya yol almasıyla devam edecekti.

Bugün uzay ve uzay çalışmaları denilince akla hemen NASA dolayısıyla Amerika gelir ama gökyüzüne gidebilmenin yolu bulunur bulunmaz bütün ülkelerde hummalı çalışmalar başladı. Önce Rusya sonra Almanya roket çalışmalarına girişti. O dönem Nazizm baskısı altında olan Almanya, alışılagelmiş tasarımlardan çok farklı yapılarda devasa roketler tasarlıyordu. Almanya’da bu roketlerin yapımı için ter döken çok çalışkan bir mühendis vardı: Dr. Werner Von Braun… Braun, daha sonra Amerika’ya göç edecek, insanları Ay’a taşıyan roketi tasarlayacak ve Huntsville Alabama’da Uzay Kampı’nı kuracaktı.

İkinci dünya savaşının sona ermesi, dünyadaki düzenleri kökten değiştirmişti. Biz şu yıllarda teknolojik yarışların arttığından dem vuruyoruz ama ülkeler arasındaki teknoloji yarışı taa o yıllarda başlamıştı aslında. Herkes uzaya ilk giden isim olmak için çabalıyordu.

Başı çeken isimlerden biri Amerika oldu. 1958 yılında bugün bilmeyen kimsenin kalmadığı Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi yani NASA kuruldu. NASA’nın kurulduğu andan beri tek bir hedefi vardı: Uzaya insan göndermek ve orada neler olup bittiğini çözümlemek. İnsanlı uzay uçuşları için kolları sıvayan kuruluş, Merkür adını verdiği bir proje başlattı. Merkür ilk insanlı uzay uçuşu programı olarak tarihteki yerini aldı.

3 yıl sonra NASA, artık uzaya doğru yola çıkmaya hazırdı. Alan Shepard isimli astronottu dünyanın yörüngesine gidecek isim. Fırlatmaya tam bir ay kala mühim bir gelişme meydana geldi. O da ne? Sovyetler Birliği uzaya ilk uçuşu yapmak üzere hazırdı bile. Ve 12 Nisan 1961 günü Yuri Gagarin isimli kozmonot, uzaya gönderilen ve Dünya yörüngesinde dolanan ilk insan oldu. Bu haber NASA’ya adeta soğuk duş etkisi yaptı. Ama öldürmeyen bu gelişme NASA’yı güçlendirdi. Her şeye rağmen uzaya ilk giden astronot unvanını bir Amerikalı aldı. Merkür projesi kapsamında 6 astronot daha tek kişilik kapsüllerle uzaya kadar bir gidip geldiler o yıllarda. Uzay, insanoğlu için ulaşılmaz ve bilinmezliklerle dolu bir yer değildi artık. 400 yıl önce ataları uzaydan bahsettiği için diri diri yakılan insanoğlu, kanlı canlı oralara ulaşmanın heyecanını yaşıyordu.

1961 yılında yeni bir proje başlattı NASA. İki astronotun uzaya gitmesine yarayan Gemini projesi ile de astronotların uzayda yürüyebilmesi ve daha uzun süreler orada kalabilmesi gibi konular gündeme geldi.

Sonuçlar her zaman çok parlak değildi. NASA’nın 27 Ocak 1967 tarihinde Apollo 1 uzay aracı ile gerçekleştirdiği deneme tam bir facia ile sonuçlandı. Uzaya gidecek üç astrornot araca girdi ve her zamanki sıradan kontorller yapılacaktı. Ancak deneme sırasında uzay aracının kapsülü içinde kısa devre oluştu, kapsül deneme için saf oksijen ile doldurulmuş olduğu için kısa sürede alev aldı ve ne yazık ki kapılar açılamadı. Görev için girdikleri kapsül üç astronota mezar oldu.

Amerika’yı yasa boğacak hatta uzun bir süre NASA’nın çalışmalarına ara vermesine yol açacak benzer bir kaza 1986 yılında da yaşanacaktı. Kalkışından 73 saniye sonra infilak eden Challenger Mekiği, yedi profesyonel astronot ve bir öğretmenin ölümüne neden olacaktı. Üstelik o sırada milyonlarca kişi ekran başında canlı yayında fırlatmayı izlerken olacaktı.

Ve takvimler 20 Temmuz 1969’u gösterdiğinde uzay yolculuğunda çok büyük bir adım atıldı. Apollo programı kapsamında NASA astronotu Neil Armstrong, Ay yüzeyinde yürüyen ilk insan olmayı başardı.

1970 yılında uzay yarışında Çin de yerini almıştı ve uzaya ilk uydusunu fırlattı. Ve bugün geldiğimiz noktada artık onlarca uyduya ev sahipliği yapıyor uzay.

Gökyüzüne duyulan merak, uzay boşluğuna kadar gidecek cesareti de vermişti. İnsanoğlu yeni hem de çok gizemli bir yeri keşfetmenin zevkine varmıştı bir kere. Çalışmaların bu noktada kilitlenip kalması beklenemezdi elbette. Teknolojinin de giderek gelişmesiyle birlikte uzay ve ayla ilgili çok daha fazla gelişme yaşandı.

Bu gelişmelerden bahsederken Space X’i konunun dışında bırakamayız elbette. 2002 yılında Tesla’nın sahibi Elon Musk tarafından kurulan bu şirket, Falcon 9, Falcon Heavy, Starlink, Dragon Kargo, Starship gibi araçlara sahip. Space X yeniden kullanılabilir roketleriyle insanlığın uzay macerasına adeta yeniden yön verdi. Ülkelerin uydularını uzaya en fazla taşıyan isim olan Space X, dünyanın en güçlü roketini üretmeyi de başardı. Özel bir şirket olarak başardıkları, onca ülkenin yaptığı çalışmaları düşününce gerçekten şaşırtıcı. Sıradaki hedef Mars. Bakalım Amerika’nın “Space Karen”i bu hedefine ulaşabilecek mi?

Gelelim ülkemize…

Türkiye uzayda uydu sahibi olan 30 ülkeden biri. Uzay serüvenimiz 1994’te Türksat 1A uydusunu uzaya gönderilmesiyle başladı. İlk deneme hayal kırıklığı ile sonuçlandı ve uydumuz okyanusun serin sularına gömüldü. Ama Türk mühendisler gecelerini gündüzlerine katarak çalıştı ve aynı senenin Ağustos ayında, 199 gün sonra Türksat 1B yola çıktı. Uydumuz bu kez olması gereke yerdeydi. Uzaydaydı.

1996 yılında Türksat 1C, 2001’de Türksat 2A, 2008 yılında Türksat 3A, 2004 yılında Türksat 4A, 2005 yılında Türksat 4B derken, çok değil yaklaşık bir ay önce ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü’nden Space X firmasına ait Falcon 9 roketi ile Türksat 5A, uzaya başarıyla fırlatıldı.

Bugün itibarıyla da ülkemizin 4’ü haberleşme, 3’ü gözlem olmak üzere aktif 7 uydusu bulunuyor uzayda.

Türkiye’nin gözlem uyduları arasında en dikkat çekici olanı ise yüksek çözünürlüklü optik görüntüleme sistemine sahip ve Türk mühendislerce tasarlanıp geliştirilen yeni modüllere sahip olan RASAT. Rasat Araştırma Uydusu, Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olarak göğsümüzü kabartıyor. 3 yıllık ömür biçilen bu uydu bugün uzayda 9 yılını devirdi.

Tüm bu çalışmalar bugün geldiğimiz noktada Milli uzay programına nasıl evrildi derseniz bu da Türkiye Uzay Ajansı’nın kurulması ile başlayan bir süreç.

TUA, 13 Aralık 2018 tarihinde sessiz sedasız başladı çalışmalarına. Ve artık uzay çalışmaları ile ilgili bir yol haritamız var. Bu kapsamda, 2023 yılında aya ilk roket fırlatılacak. 2028 yılında ise yumuşak iniş yapılacak. Uydu üretimi tek çatı altında toplanacak. Bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi kurulacak. Uzaya bağımsız bir şekilde erişmek için uzay limanı kurulacak.

Amerika’nın astronotu, Rusya’nın kozmonotu, Çin’in taykonotu, Fransa’nın spasalogu varsa Türkiye’nin de bir uzay insanı neden olmasın?

12 Aralık 1972’de Amerikalı astronot Gene Cernan’dan sonra aya hiçbir insan ayak basmadı. Kim bilir belki bu kez sıra bizdedir. Belki de Cernan’dan sonra aya adım atacak bir Türk’tür. Ne dersiniz? Nasıl seslenelim kendisine?

Senin reaksiyonun hangisi?
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0

Blog

blank
Blog & Makaleler22 saat

Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtılıyor

Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtılıyor TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ), 2010 yılından bu yana sürdürdüğü kuantum teknolojileri çalışmalarıyla...

blank
Blog & Makaleler2 gün

Sorgulamak Nedir? Faydaları ve Zararları

Sorgulamak Nedir? Faydaları ve Zararları Bazen bir sohbetin tam ortasında, bazen de bir eleştiri anında şu soruyla karşılaşırız: “Sen hiç...

blank
Blog & Makaleler2 gün

Bayraktar TB3: Dünya Havacılık Tarihinde Bir İlke İmza Attı!

Bayraktar TB3: Dünya Havacılık Tarihinde Bir İlke İmza Attı! Türkiye’nin yerli ve milli teknolojideki öncü firması Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar...

blank
Blog & Makaleler3 gün

E=mc²: Enerji ve Maddenin Dönüşümü

E=mc²: Enerji ve Maddenin Dönüşümü Albert Einstein’ın 1905 yılında ortaya koyduğu E=mc² denklemi, modern fiziğin mihenk taşlarından biridir. Enerji ve...

blank
Blog & Makaleler4 gün

Kuantum Mekaniği: Mikro Evrenin Sırları

Kuantum Mekaniği: Mikro Evrenin Sırları Kuantum mekaniği, modern fiziğin temel taşlarından biridir ve atom altı parçacıkların davranışlarını inceleyen bir bilim...

blank
Blog & Makaleler2 hafta

10 Kasım Saygı ve Özlemle

10 Kasım Saygı ve Özlemle 10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve çağdaş dünyanın saygı duyduğu liderlerden biri olan Mustafa Kemal...

blank
Blog & Makaleler2 hafta

Kuantum Bilgisayarların Geleceği: Teknolojinin Yeni Dönemi

Kuantum Bilgisayarların Geleceği: Teknolojinin Yeni Dönemi Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarların sınırlarındaki zorlayan yeni bir programlama paradigması sunar. Temelde, klasik bilgisayarların...

Galeri

blank
Blog & Makaleler9 ay

Teknoloji ve Bilimin Dönüm Noktaları: 6 Mart’ın Anlamı

Teknoloji ve Bilimin Dönüm Noktaları: 6 Mart’ın Anlamı Teknoloji ve bilim, insanlığın ilerlemesinde ve gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır. Her...

blank
Teknoloji Galerileri10 ay

Bakan Uraloğlu: 3. Çeyrek Raporu Sonuçlarını Açıkladı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2023 yılı 3’üncü çeyreği rakamlarını açıkladı. Bakan Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından...

blank
Blog & Makaleler11 ay

Evrenin İlk Elementi: Big Bang’den Başlangıç Noktasına Yolculuk

Evrenin İlk Elementi: Big Bang’den Başlangıç Noktasına Yolculuk Evren, 13,8 milyar yıl önce, son derece yoğun ve sıcak bir durumdan...

blank
Bilişim Haberleri12 ay

SİNEMADA YAPAY ZEKA

Sinemada yapay zeka, birçok farklı şekilde kullanılabilir ve hikaye anlatımına, karakter gelişimine, görsel efektlere ve genel film yapımına önemli katkılarda...

blank
Blog & Makaleler12 ay

Möbius Şeridi: Geometrinin Harikası

Möbius Şeridi: Geometrinin Harikası Matematik ve geometri, doğanın düzenini anlama ve modelleme konusunda insanlığın en güçlü araçlarından biridir. Bu disiplinler,...

blank
Teknoloji Galerileri1 sene

Saatte 100 Km Hız Yapan Airscooter!

Yumurta şeklindeki kişisel uçan araba ‘Airscooter’ gökyüzünde saatte 100 km hızla uçabiliyor.   Yumurta Şeklindeki Uçan Araba: Airscooter Jetpack üzerinde...

blank
Teknoloji Galerileri2 sene

Uzun Pozlama Nedir ve Nasıl Uygulanır

Uzun pozlama, yetersiz ışık olan ortamda, nesnenin ya da konunun oluşturduğu hareket hissini fotoğrafta dondurmaktır. Diyafram, enstantane ve ISO ayarı...

Etiket Bulutu

Kategoriler

Trending