Türkiye’de geçmişten günümüze kalite
Genel Bilgi ve Haberler
Kalite bir işletmenin varlığını sürdürebilmesi için her zaman hayati bir öneme sahipti. Bu sadece işletmeler için değil hükümetler için de geçerliydi. Peki, Türkiye’de “kalite”nin gelişimi nasıl oldu dersiniz?
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, nitelikli iş gücünü kaybettiği gibi hem de ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntı içindeydi. Yaşanan yokluk ve olumsuzluklara rağmen ülkenin çağdaş ve sanayileşmiş ülkeler arasında yerini alabilmesi için her alanda başlatılan kalkındırma politikası içinde yer alan kalite konulu faaliyetlere de hız verildi.
1930 tarihli “Ticarette Tağşişin Men’i ve İhracatın Murakabesi Hakkında Kanun” ile standardizasyon hareketinin ilk adımı atıldı ve kalite ile ilgili konular gündeme getirildi. Bu Kanun’da ‘… Hükümet tarafından tespit olunup usulü veçhile ilan edilen vasıf ve şartlara uygun olmayan mevadın satış ve ihracı menolunabilir’ hükmü yer alıyordu.
II. Dünya Savaşı döneminde, ihraç ürünlerinin denetimi için “Standardizasyon Müdürlüğü” kuruldu. Ancak II. Dünya Savaşı’nın tüm dünyada yaşattığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle Türkiye’de de mevcut standardizasyon çalışmaları önce yavaşladı sonra tamamen durdu. 1941 yılında ise Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılması nedeniyle sanayileşme hareketleri bir süre askıya alındı.
Türkiye, 1950’de Birleşmiş Milletler Teknik Yardım Teşkilatına başvurarak ürün standartlarının geliştirilmesi için yardım istedi. Bu kapsamda yapılan çalışma sonucunda Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları bünyesinde “Norm ve Standardizasyon Enstitüsü” kuruldu.
Norm ve Standardizasyon Enstitüsü, 22 Kasım 1960 tarihinde 132 sayılı Kanunla Türk Standartları Enstitüsü adı ile bugünkü tüzel kişiliği haiz, özel hukuk hükümlerine göre yönetilen bir kamu kurumu niteliği kazandı. Bu kanunla Türkiye’de standart hazırlama ve yayma görevi TSE’ye verilmiş oldu. O gün bugündür ülkemizde üretilen ürünlerin kalitesi TSE’ye emanet.