Bilim İnsanlarından Yeni Teori
Teknoloji Haberleri
Bilim insanları Dünya’da oksijenin ilk nasıl oluştuğuna dair yeni bir teori ortaya attı: Gezegenin kendi etrafındaki dönüş hızının yavaşlaması ve günlerin uzaması.
Dünya’nın, çok az oksijen bulunan bir gezegenden bugünkü yaşam formlarının yaşayabildiği bir yere nasıl dönüşebildiği, bilim dünyasının en büyük gizemlerinden biri olarak görülüyor.
4 milyar yıl önce Dünya atmosferindeki oksijen herhangi bir hayvan ya da bitkinin yaşaması için elverişli değildi. Onların yerine karbondioksitle yaşayabilen mikroplar ve fotosentez yapan ilk yaşam formlarından siyanobakteriler vardı. Ancak yaklaşık 400 milyon yıl içinde büyük bir sıçramayla şimdiki oksijen miktarının onda biri üretilmiş oldu. Öyle ki oksijenin bu seviyeye çıkması, Dünya’yı hayvan ve bitkilerin yaşaması için elverişli bir ortam haline getirdi. Yetişen bitkilerin fotosentez yapabilecek şekilde evrimleşmesiyle birlikte oksijen miktarı daha da arttı. Günümüzde atmosferdeki oksijen oranı yüzde 21.
Sonuçları dün Nature Geoscience dergisinde yayınlanan araştırma da oksijen üretimindeki bu artışın nedenine dair bir diğer görüş ortaya koydu.
Dünyanın en büyük dördüncü gölü olan Huron Gölü’ndeki bir çukurdan toplanan bakteriler üzerinde yapılan araştırmaya göre Dünyanın kendi etrafında daha yavaş dönmeye başlamasıyla birlikte günler 6 saat değil 24 saat oldu, buna bağlı olarak yeryüzü daha uzun süre Güneş ışığı almaya başladı, siyanobakteriler de bu sayede yaşamı mümkün kılacak ölçüde oksijen üretebildi.
ABD’deki Michigan Üniversitesi’nden ve Almanya’dan araştırmacılar gölün 24 metre derinliğinde yaşayan bakterilerden numune aldı. Çürük yumurta gibi kokan bu numuneler yaklaşık 26 saat farklı miktarlarda ışığa maruz bırakıldı. Bakterilerin ışığa ne kadar uzun süre maruz kalırsa o kadar çok oksijen ürettiği ortaya koyuldu.
Araştırma sonuçları, Dünya’da oksijen miktarının neden artmış olabileceğine dair ortaya atılan teorilerden yalnızca biri. Ancak Kaliforniya Üniversitesi’nden Tim Lyons’a göre bu görüşü etkileyici kılan nokta, oksijen artışı için illa ki okyanus ve bakterilerde büyük biyolojik değişimler yaşanması gerekmediğini göstermesi.