abd’li sanatçı hispaniklerin gündelik yaşamını nasıl masala dönüştürdü?
Genel Bilgi ve Haberler
Amerikalı fotoğrafçı Kevin Bubriski’nin, 81-83” başlıklı serisi, “Look into My Eyes: Nuevomexicanos por Vida1981-1983 yılları arasında kuzey New Mexico civarındaki Latin Amerika kültürü hakkında merak edilen ve ziyadesiyle estetik fotoğraflardan oluşuyor.Bubriski, 1981’de 28 yaşında genç bir fotoğrafçı olarak Santa Fe’ye film okumak için taşındığı sırada dikkat çekici bir ana tanık olur. Kavurucu sıcağa aldırmadan, omzunda devasa bir haç taşıyarak yürüyen yarı çıplak bir adam görür. Santa Fe’den Chimayo’ya uzanan yaklaşık 45 kilometrelik bir yürüyüş planlayan bu yabancının neden tek başına yürüdüğünü ise daha sonra öğrenir. Ertesi gün Katolikler tarafından “Kutsal Cuma” (Good Friday) diye anılan gündür ve on binlerce insan Chimayo’daki 200 yıllık kutsal şapele gidebilmek için yollara dökülecektir. Sıkışacak trafiğin ortasında kalmamak için bir gece önceden yola çıkan bu adam Bubriski’nin dikkatini çeker. Bölgede çektiği bu ilk siyah beyaz fotoğraftaki adam, “Hispano Nuevomexicanos” diye anılan Latin Amerikalıların hayatlarına dair merak uyandıracak nitelikte bir motivasyona sahiptir.Bubriski’nin devamında çektiği fotoğraflar ise şehrin sade görüntüsünün arkasındaki kültürel zenginliğe dair çok sayıda ipucu veriyor. Bölge halkının dini törenler, kutlamalar ve eyalet şenlikleriyle dolup taşan hayatını, günlük yaşantılarının etrafında belgeleyerek nesiller boyu devam eden ritüellerin ilginç yanlarını sunuyor.Bubriski, üniversiteyi bitirmesinin ardından Nepal’de önce barış gönüllüsü sonra da belgesel fotoğrafçı ve araştırmacı olarak çalıştı. Bu sürede orada yaşayan yerlilerin zorlu yaşamlarını konu alan bir belgesel film çekmeye karar verdi ve Santa Fe’deki Antropoloji Film Merkezi’nde film yönetmenliği okumak için gitti. Kimse ona böyle bir çevreden ve kültürden bahsetmemişti. Yönetmenlik okuduğu o iki yıl boyunca yerel bir gazetede fotoğrafçı olarak çalıştı ve Albuquerque’den Chimayo’ya hemen her tören ve festivale gönüllü olarak katıldı. Yıllar sonra de çektiği fotoğrafları derleyerek New Mexico’nun gizemli ve büyüleyici kültürüne dair bu belgesel çalışmayı ortaya çıkardı.Araba şovları, festivaller, törenler etrafında günlük yaşama dair anlar sunan fotoğraflar gizlice çekilmiş snapshot’lardan meydana gelmiyor. Ancak bazı fotoğrafların insanların mahremiyet alanlarından çıktığı aşikar: San Gabriel Parkı’nın etrafında takılan ve eski sedan arabalarına binip etrafa hava atan ergenler, uyuşturucu bağımlıları, yakın arkadaşlar ve aşıklar…Eğer belgesel fotoğrafçıdan konuyla ve etrafındaki insanlarla fazlaca zaman geçirmesi bekleniyorsa Bubriski’nin bunu yeterince yaptığını söyleyebiliriz. Belgesel fotoğrafların başarısı fotoğrafçıya duyulan güven ile doğrudan ilişkili. Bubriski’nin fotoğraflarında insanlar kameraya bakıyor. Fotoğrafların aktardığı gerçeklik ve samimiyet duyguları, insanların Bubriski ile kurdukları duygusal yakınlığın bir sonucu.
Geçen onca yıldan sonra, gelişen teknoloji, sosyal medyanın varlığı ve kentleşme politikaları şehirlerle beraber insanları ve kültürleri de etkiliyor. Geçtiğimiz ay yeniden Santa Fe ve Albuquerque’ye giden Bubriski beklediğinden daha az bir değişimle karşılaşmış. Konuştuğu insanların dış görünümleri ne kadar değişmiş olsa da birbirlerine gösterdikleri şefkat hiç eksilmemiş, aralarındaki bağ hiç bozulmamış.Bubriski, son ziyaretinde bir sabah Albuquerque’de kahvaltı ettiği mekânın ailelerle, her yaştan çiftlerle ve “aşırı arkadaş canlısı çalışanlarla” dolu olduğundan söz ediyor: “Onlara kitabımın bir kopyasını verdim. Kitap, yorucu işlerine kısa bir mola verebilmeleri için bir bahane olduğundan bana minnettar oldular. Bu yalnızca küçük bir adımdı, ancak hissettikleri gurur ve birliktelik duygusu aşikardı.”
Kaynak: Lens, The New York Times